DEĞİŞİM - Gürcan ÇAPAR
        2014 yılında yapılan yerel seçimlerin ardından Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı olarak Belediye Başkanlığını kazanan A. Deniz Atabay’a bir süre sonra hayatının hiçbir evresinde görmediği iftira-şantaş ve kumpasın kurulacağını nerden bilebilirdi.
        BAŞKAN ATABAY’A İFTİRA ATTILAR, KUMPAS KURDULAR...
10 yıllık geçmiş düzenin değişmesi elbette kolay değildi. Ve birilerinin vermiş olduğu tamamen duygusal nedenlere dayanan bazı sözlerin (!) gerçekleşmemesi üzerine kirli senaryolarla karşı karşıya kalan Başkan Atabay, ilk günden beri rantçıların hedefi oldu ancak hiç bir zaman geri adım atmadı.Evi rant çeteleri tarafından kurşunlandı, ailesi ölümden döndü, o yine de doğrulardan ve adaletten hiç bir zaman şaşmadı.
        Halka hizmet için gelen bir başkanı çalıştırmadılar, çalışmalarını da engellemeye kalktılar. Her zaman olduğu gibi, önce Allahın adaletine, sonra da Yüce Türk Adaletine sığındı ve gerçekler bir bir yine ortaya çıkmaya başladı. Yanlış iş yapanların bir gün gelir yalanları ve kumpasları ayağına dolanır ve gerçekler ortaya çıkar....
Ve böyle de oldu...
        Başkan Atabay’a atılan iftiraların, kumpasların kimler tarafından nasıl yapıldığı da ortaya çıkmaya devam ediyor.
Yargıya taşınan olayın bir bir detaylarının ortaya çıktığı ve daha da çıkacağı günlere az kalmışken, Didim Cumhuriyet Savcılığının kararıyla da tescillenmiş oldu.
        Baştan beri bu olayların böyle olduğunu, Başkan Atabay’a kurulan çirkin kumpasın, şerefsizce yapılan iftiraların ortaya çıkması benim için çok büyük sürpriz olmadı.
        Zaten baştaki ve sondaki olayın aktörlerini ben ve kamuoyu çok iyi tanıyor ve biliyordu. Sadece adalet tarafından tescillenmiş oldu...

        BİRÇOK İDDİA, SAVCILIK TARAFINDAN ÇÜRÜTÜLDÜ...
        Deniz Atabay ile birlikte belediyede görevli bazı kişiler hakkındaki iddiaların kovuşturulmasına gerek olmadığına karar verilmesiyle Savcılık incelemesi birçok iddayı da çürütmüş oldu.
        A. Deniz Atabay’a yönelik bol keseden sallayıp, iftira atıp kumpas kurmakla gerçeklerin değiştirilemeyeceğini böylece herkes anlamış oldu...
        Didim Savcılığının yapmış olduğu araştırmaların bir bölümünde yapılan watsapp yazışmalarında geçen ifadeler olayın nasıl kurgulandığına yönelik kamuoyuna bir fikir verebilir diye düşünüyoruz.
Son yapılan yerel seçimler sırasında karşı parti adayının yanında yer alan ve Başkan Atabay’la ilgili sürekli gerçek dışı haberler yapan ekibin içerisinde yer alan bu kişilerin watsapp yazışmaları kurulan ve uygulanan kumpasın detaylarını ortaya çıkardı...
        İşte o watsapp konuşmasının detayları:
        Ayla: “Şimdi Didim’e gideceğiz, bir kadın sesi lazım benim sesim tanınırmış. Hemen 5 bin verecekler. Serap ben gelmem dedi ameliyatlı. Muallayı çağırdım yayladan Atça’da şuan sen onu da alıp bizim arabayı buraya koycaz Serap’ın arabayla gidecez. Ablama 5 bin deme ben ağzımdan ona 2 bin çıkmıştı, şimdi 2.500 dicem. 1000 senin 1000 benim 500 de masraf dicem”
        Suat: “Nedir bu ayla neler oluyor”
        Ayla: “4000 ben alacam ben de bilmiyom”
        Suat: “Kim verecek”
        Ayla: “Orak, herhalde”
        Suat: “Kim Çağırdı”
        Ayla: “Ekrem. Mehmet Özışık var ya. Bu altın vuruş olacak dedi. Şimdi bu yazdıklarımı tek tek sil Lütfen”

        Yapılan bu watsapp yazışmasında yazışmayı yapan ve adı geçen şahıslar kimdir?...
        Ayla: Beklenen Gazete adlı internet sitesinin Yazı İşleri Müdürü 
Suat: 5 bin lira karşılığında yapılacak işin anlattığı kişi. Aynı internet sitesinin sahibi Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin Onursal Başkanı
        Arabasıyla Didim’e gidilecek ve sesi kumpas için kullanılacak olan Serap: Aynı gazetenin köşe yazı olan ve           daha sonra “A. Deniz Atabay bana tecavüz etti” diyen ve savcılık soruşturmasında yalanları ortaya çıkan kişi.
        Ekrem: Adı geçen kişileri Didim’e çağıran kişi. Atabay göreve geldiğinden beri bu kumpasın başında olan     isimlerden birisi.

        ALTIN VURUŞU ÖZIŞIK YAPACAK MIŞ?
        M. Özışık: Yapılan konuşmalarda “Bu altın vuruş olacak” dediği iddia edilen kişi. Deniz Atabay’a kurulan kumpasın baş aktörlerinden birisi Özışık. Hadi ve Süleyman’ın kardeşi olan bu kişi ve bu kardeşlerin neler yaptığı artık ülkedeki neredeyse herkes tarafından biliniyor.
        Orak: (Didim’e bu konularda bahsi geçen ikiz kuleler olarak adlandırılan kaçak binaların sahibi) Beş bin lirayı verecek olan kişi. Kamacı’nın başkanlığı döneminde şaibelerle aldığı ruhsatı, Belediye Başkanı A. Deniz Atabay tarafından iptal edilen şahıs.

        BU RUHSAT, NEYİN KARŞILIĞINDA VERİLMİŞTİR?
        Aydın gündemini uzun zamandan bu yana meşgul eden bu olayda o dönem Belediye Başkanı olan ve 30 Mart 2014 yılında yapılan seçimlerden beş gün önce yani 25 Mart 2014'de dönemin İmar Müdürü ruhsata imza atmayınca izne çıkarılmış ve Bilgi İşlem Müdürü vekaleten imzalayarak, Kamacı’nın bilgisi dahilinde Didim Kamuoyunda ikiz kulelerin sahibi olarak bilinen A. Orak’a 3 ve 4 kat olarak konut yapılacak araziye seçimden hemen önce toplanan mecliste bu araziye 7 ve 8 kat inşaat ruhsatı verilmişti.
        Seçim sonucunda kendilerinin seçilmesine garanti gözüyle bakan Kamacı ve ekibine karşı A. Deniz Atabay’ın zaferi ile sonuçlanan seçimin ardından tüm hayalleri suya düştü ve böylece bu rant savaş başlamış oldu...
        Didim’deki bu olay ülke tarihinde “Ranta” karşı verilmiş mücadelede bir belediye başkanına akıl almaz iftiraların atıldığı, görülmemiş kumpasların kurulduğu öyle bir noktaya gelmişti ki, gözlerini rant hırsı bürümüş bu kişiler Başkan Atabay’ın evini kurşunlayacak ve ailesini ölümle tehdit edebilecek cüreti dahi gösterebilmişlerdi.
        Şimdi bu olayın geçmişteki izleriyle bu günü kıyasladığımızda Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay’ın bu kadar olay karşısında nasıl dim dik ayakta durduğunu ve bu rant çetelerine karşı Didim halkının, tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimseye yedirmeme adına canını bile nasıl ortaya koyduğunu daha net bir şekilde göreceğiz...

        BAŞKAN ATABAY, HİÇBİR ZAMAN RANT ÇETELERİNE BOYUN EĞMEDİ...
Başkan seçilen Deniz Atabay, inşaat yapılacak alandaki kat artışını ve nasıl gerçekleştiğini çözerek elde edilecek rantın önüne geçmek için adım attı.
        Deniz Atabay, imara aykırı bina ruhsatını iptal ettirmek için mahkeme mahkeme uğraşırken, Ahmet Orak inşaata devam etti.
        Tarihler 28 Mart 2016’yı gösterdiğinde Deniz Atabay’ın evi ve bir gün sonra da Belediye Meclis Üyesi Sinan Ceylan’ın işyeri kurşunlandı.
        Didim İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri aralarında Ahmet Orak ve Süryani ortağının da olduğu 8 kişiyi gözaltına aldı.
Gözaltına alınıp tutuklanan Osman Tayfun Onan tutuklu bulunduğu Söke T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü kanalıyla Didim 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne bir mektup yazdı.
        “Ben işlemiş olduğum bu suçtan dolayı çok pişmanım, böyle bir suçla karşınızda olmaktan çok rahatsızım. Sizden ve yüce adaletimizden binlerce kez özür dilerim ve huzurunuzda kendilerinden özür diliyorum” diye başlayan Osman Tayfun Onan’ın mektubu 2016/326 esas kaydıyla kayıtlara geçti.

        OSMAN TAYFUN ONAN MEHKEME HEYETİNE MEKTUBUNDA NE DEMİŞTİ...
        ..... “Didim’de Didim Belediyesi ile Nehirsan İnşaat arasında husumet vardır. Nehirsan İnşaat, belediye başkanına karşı işlerinin yürümesi için zoraki gözdağı verip işlerini yaptırmak peşindeydiler. Benim ise cezai ehliyetim olmadığı için benden belediye başkanının evine ve Şen Sigorta Sinan Ceyhan’ın iş yerine, artı Belediye Başkan yardımcısı Ercan Atasoy’un işyeri olan Atasoy Elektrik’e de silahla sıkmamı istediler. Bunların tamamını bana yaptıran A.Orak ve Süryani ortağıdır"
        ..... "Sana hiç bir şey olmaz sen zaten raporlusun ceza yatmazsın. Biz sana ev vereceğiz, para vereceğiz’ dediler ve beni kandırdılar. Oysa çok büyük rant peşindelermiş. Benim bunların hiç birinden haberim yok, ben her şeyi içtenlikle anlatmaya karar verdim” demişti.
        ..... C.Kılıçdaroğlu ile 2013 yılında ropörtaj yapan Gazeteci Hasan Dalgıç; “2015 yılında Didim’e gelen C. Kılıçdaroğlu, artık ekmeğini taştan çıkartan adam gitmiş, kendisine iş bulmadığı için ağabeyine karşı bayrak açmış bir profil karşımızda duruyordu” ifadeleri C. Kılıçdaroğlu’nun bu ani değişimin ardında kim vardı sorusunu akla getirmişti. 
        Onu da Deniz Atabay’ın evini kurşunlayan Osman Tayfun Onan’ın mektubundan öğrenelim.
        ..... “Can güvenliğim olmadığından dolayı birçok şeyi açıklamaktan korkuyorum. Bunlardan birincisi A. Orak’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşi C. Kılıçdaroğlu’na 150 bin lira verip Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay aleyhine sokaklarda dolaşıp ‘bu FETÖ’cüdür’ diye ayaklandırmaya kalktı”
        Deniz Atabay’a o günlerde kurulmaya başlayan kumpasın ardından hep aynı kişi ve hep aynı inşaatın çıktığının farkındasınızdır sanırım.
        ..... Parayı görünce bozulan C. Kılıçdaroğlu’nun kullanılabilir olduğunu fark eden Ahmet Orak’ın sözünde durmadığı da bir süre sonra itirafta bulunan C. Kılıçdaroğlu tarafından açıklandı.
        ..... C.Kılıçdaroğlu, iki kişinin kendisini bir çorbacı dükkanına götürüp burada kendisine ev, araba ve para gibi şeyler vermeyi vaat ederek CHP’li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın iptal ettiği inşaat ruhsatını vermesi için aracı olmasını istediğini belirtti. 
        Ancak duruşundan taviz vermeyen Başkan Deniz Atabay’ın ruhsatı vermeyi reddetti. 
        ..... C. Kılıçdaroğlu son olarak kendisine vaatlerde bulunan kişiler hakkında da, “Beni ev, araba, para vereceğiz diyerek kandırdılar sonra yan çizdiler” dediği bu ifadeler sanırım önümüzdeki günlerde gündemde sıkça yerini alacaktır.
 

        DAHA NELER OLACAK NELER, BEKLEYİP GÖRECEĞİZ...